Soru:
Aziz Sancar : "Anne-babamızla Arapça konuşurduk ama çocuklar kendi aramızda Türkçe konuşarak büyüdük. Bana Arap demenizi istemiyorum. Diyelim biri İstanbullu mutlaka Bulgaristan'dan, Yunanistan'dan bir şey vardır kökeninde. Doğu'daki insanın da Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı, Ermeni'si, Yezidisi var. Kalkıp bunları konu yaparsak ne konuştuğumuzu unuturuz. İngiltere'de kaç etnik grup var. Adama soruyorsunuz, İngiliz'im" diyor. Burada da "Amerikalıyım" diyor. İstersen kökenini söylersin ama Amerikalı dedin mi, bitti. Ben "Mardinliyim, Türk'üm" diyorum. Sen Kürt müsün, Arap mısın, Yezidi misin diye sorarsan yazık olur kardeşim!"
Oktay Sinanoğlu : "Dünyada neler olduğunu anlarsak Türkiye'de neler olduğunu veya olacağını daha iyi anlarız. En tehlikeli sömürgecilik ve köleleşme, zihinlerin ve gönüllerin sömürgeleşmesi ve köleleşmesidir. Birinci vazifemiz gönlümüzü ve zihnimizi kölelikten kurtarmaktır. Bunun için kendi dilimiz Türkçe ile eğitim şarttır. Türkiye'nin savunması Türkçenin savunması ile başlar. Bir millet tarihten nasıl silinir?"
Son dönemde dünya çapında etkili olmuş iki Türk bilim insanının sözlerine yer verilen yukarıdaki metinlerden yola çıkarak aşağıdaki hangi ortak yargıya ulaşılabilir?
Açıklama:
Cevaba Gelirsek:
Aziz Sancar ve Oktay Sinanoğlu, dilimizi önemseyen ve onu savunan iki Türk bilim insanıdır. Her ikisi de Türkçenin birleştirici ve bütünleştirici bir dil olduğunu düşünüyorlar. Bu durum, onların ortak bir yargıya sahip olduklarını göstermektedir.